rss
twitter

31 Ocak 2011 Pazartesi

Ümit Özat'tan sağ kroşe

Arası taraftarlarıyla bozuk olan Ümit Özat, Manisaspor Ankaragücü maçında beraberlik golünü bulmalarının ardından maç boyuncu kendisine küfür eden taraftarlara doğru abartılı hareketler yapınca ortam gerildi. Bunun üzerine sahaya giren taraftar Ümit Özat'a saldıracağı sırada ummadığı bir karşılık bulmuş. Kendisine doğru koşan taraftara sağlam bir sağ kroşe indirerek yere sermiş Ümit Özat. İşte o anlar...



30 Ocak 2011 Pazar

Kocaman Umutlar!

Fenerbahçe tribünleri maçın son dakikalarına doğru açtıkları ''Kocaman Umutlarımızın Sahibisin'' pankartıyla Aykut Kocamana güvenlerini gösterdiler. Acaba bu maçı Fenerbahçe kazanmasaydı o pankart açılırmıydı? Maçın başında açılmış olsaydı daha anlamlı olurdu.

Kaldı 4


Trabzonspor'a yenildiği zaman fark 10 olacak ligden kopacaktı Fenerbahçe. Bunun bilinciyle hırslı ve istekli başladı maça. Bu hırs Fenerbahçe taraftarının görmek istediği tabloydu aslında. Bu hırsın sonucunu ilk yarım saat 2 farklı öne geçerek aldı Fenerbahçe. Bu dakikadan sonra biraz skoru korumaya gitti ve ilk yarı bu skorla bitti. Trabzonspor ikinci yarı bir hamle yapmalıydı ki bu hamleyi sarı kartlı Colman'ın yerine Yattara'yı alalarak gerçekleştrdi Şenol Güneş. Fenerbahçenin geriye yaslanması Trabzonspor'un pozisyon bulmasını engelledi. Tam maç dengeye geliyordu ki Salçuk Şahin'in kırmızısı geldi. Hakem bu nokta da kontrolü kaybederek polis kimliğinin de verdiği psikolojiyle önüne gelene sarı kart gösterdi. Bu kart yağmurundan ilk nasibi  Glowacki aldı. Maçın başlarında Egemen'in sakatlanmasıyla girmişti maça. Ama uzun sakatlık döneminden yeni dönmüş olmasıda onu etkisiz kılıyordu. Bu dakikadan sonra sahada futbol yoktu. Maçın böyle bitmesi bekleniyordu ki sahaya futbol oynamak için girmemiş bir niyetle ona buna saldıran, Mehmet Topuz'u boş pozisyonda yiterek ortamı geren Tayfun Cora hakeme küfür ederek direk kırmızıyla stoper sorunu çeken takımını gelecek hafta yanlız bıraktı. Bu maç Fenerbahçe'yi tekrar potaya sokarak ligin daha heyecanlı geçmesini ve şampiyonluk iddaasını sürdürmesini sagladı. Trabzonspor için gelecek hafta evlerinde oynayacakları Antalyaspor maçı çok önemli. O maçta kaybedilecek puan takımı kaosa sürükler şampiyonluk hayal olur.

Beğendim;
*Selçuk Şahin'in ilk 20 dakika oynadığı futbolu
*Mehmet Topuz'un maç boyunca sarfettiği efor ve heryere yetişmesini
*Niang'ın geçen haftalara göre biraz düzelmesini ve uzun süreden sonra gol atmasını
*Emre'nin maç boyunca yaptığı presi
*Lugano'nun gol atmaya devam etmesini
*Alex'in pres yapmasını
*Fenerbahçe'nin hırs ve iştahını

Beğenmedim;
*Trabzonspor'un futbolundaki düşüşün devam etmesini
*Şenol Güneş'in ortasahayı boşaltarak 5 forvetle oynamasını








29 Ocak 2011 Cumartesi

Ayhan haftaya cezalı!

Kritik maçtı iki takım için de...Tarihinin en kötü sezonlarından birini geçiren Galatasaray puan durumunda yukarılara çıkmak, ligi ilk 4 içerisinde bitirmek için mutlaka kazanmalıydı. Geçen hafta kaybedilen puandan sonra liderlik hesabı yapan Bursaspor da rakiplerinin birbirleriyle oynadığı hafta kazanmalıydı. 3 puan Bursaspor'un oldu ama oynadıkları futbol ümit vermedi. İki takımda oynadığı futbolla zevk vermedi aslında ve sıkıcı bir maç oldu. Goller ise biraz şans biraz da hakemin yanlış kararından geldi. İlk golde ofsaytta ola Kenny Miller'ı kaçıran hakem, Bursa'nın öne geçmesine yardımcı olmuştu. İkinci gol ise Ufuk'un alışılmış bireysel hatasından geldi. İlk yarı bittiğinde hakeme itiraz ederek gördüğü sarı kartı hiç düşünmeden, ikinci yarı direk rakibin ayağına dalarak 2. sarıdan kırmızı'yı gördü büyük kaptan! Galatasaray taraftarı baradağın dolu tarafına bakmak isterse Ayhan'ın gelecek hafta cezalı olmasını görebilir...

Fernando Torres gitmek istiyor

Adı son günlerde Chelsea ile anılan Fernando Torres takımından ayrılmak istediğini kulübüne iletmiş. Bu haberi Liverpool resmi twitter sayfasından duyurdu ve Torres'e takımdan ayrılmasına izin verilmeyeceği iletilmiş. Chelsea'nin Torres'i istediği basında sürekli yer alıyor. Belliki Torres'te Chelsea'ye gitmek istiyor. Liverpool bugün kadrosuna Uruguaylı forvet Luis Suarez'i kattı. Bu transferle birlikte herkes Torres'e izin verileceğini düşünüyodu ama beklenen izin çıkmadı. Bakalım Torres'in mi istediği olacak Liverpool'un mu?

28 Ocak 2011 Cuma

Euroleague Haftanın En Güzel 10 Hareketi

Emir'in maçın son saniyesinde yaptığı iki blokla maçı 75-73 kazanan Fenerbahçe, grubunda 2 de 2 yaparak liderliğe yükseldi. Maçın adamları 22 sayı atan Ömer Onan ve kenardan gelerek müthiş katkı sağlayan Emir Preldzic'di. Maçı izleyenler arasında eski coach Tanjevic'te vardı. Emir'i bu takıma o kazandırdı. Bu gece Fenerbahçe'ye kazandırdığı oyuncusuyla gurur duymuş olmalı!






Bu haftanın en güzel 10 hareketi

27 Ocak 2011 Perşembe

Kimseden Çekmedi BARÇA'dan Çektiğini

Ligde 8-0 yendiği Almeira ile kupada karşılaşan Barcelona, bu maçtan da 5-0 lık skorla galip ayrıldı. 5 gol yiyen kaleci 5 tane de net gol pozisyonunu çıkardı! Böylece Almeira, Barcelona'dan iki maçta tam 13 gol yiyerek tarihe geçmiş oldu.








Maçın Özet Görüntüleri

26 Ocak 2011 Çarşamba

Muhteşem Geridönüş

Blackpool Manchester United maçında takımının 2-0 geriden gelerek 3-2 kazanmasında başrolde yine Berbatov vardı. Berbatov bu sezon çok formda. Ligde oynadığı 20 maçta 19 golü var. Ortalaması neredeyse maç başına 1 gol. Bu ortalamayla devam ederse gol kralı zaten olurda, takımınada şampiyonluğu getirecek gibi. Manchester United ta bu sene dikkatimi çeken diğer oyuncu Meksikalı Javier Hernandez. Adam Semih Şentürk gibi nöbetçi golcü. Sonradan girdiği maçlarda attığı gollerle büyük katkı sağlıyo.



Maçın Özeti:
 

25 Ocak 2011 Salı

Tv'de Futbol ( 25-31 Ocak 2011 )


25 Ocak Salı
15:25 Japonya-Güney Kore / Eurosport (Asya Kupası Yarı Final)
18:25 Uzbekistan-Avustralya / Eurosport (Asya Kupası Yarı Final)
21:30 Blackpool-Manchester United / Spormax (HD) & PL TV

26 Ocak Çarşamba
13:30 Kasımpaşa-Bursaspor / TRT Anadolu (ZTK)
18:30 Sampdoria-Milan / NTV Spor (İtalya Kupası)
20:00 Beşiktaş-Trabzonspor / TRT 1 (ZTK)
21:45 Napoli-Inter / NTV Spor (İtalya Kupası)
22:00 Liverpool-Fulham / Spormax (HD) & PL TV

27 Ocak Perşembe
20:00 Yeni Malatyaspor-Ankaragücü / TRT 6 & TRT Anadolu (ZTK)
20:00 Fenerbahçe-Gençlerbirliği / TRT 1 (ZTK)
21:45 Juventus-Roma / NTV Spor (İtalya Kupası)

28 Ocak Cuma
17:00 / Eurosport (Asya Kupası Üçüncülük Maçı)
21:30 Leverkusen-Hannover 96 / TRT 3 & TRT HD

29 Ocak Cumartesi
13:30 Karabükspor-Kayserispor / Lig TV
14:00 Karşıyaka-Ç.Rizespor / TRT 1
14:30 Everton-Chelsea / NTV Spor (FA Cup)
16:00 Sivasspor-Antalyaspor / Digi Kanal
16:30 W.Bremen-Bayern Munih / TRT 3 & TRT HD
17:00 / Eurosport (Asya Kupası Finali)
17:00 Bucaspor-Kasımpaşa / Digi Kanal
18:30 Kaiserlaustern-Mainz 05 / TRT 3 & TRT HD
19:00 Lazio-Fiorentina / Spormax (HD)
19:00 Bursaspor-Galatasaray / Lig TV
19:15 Southampton-Manchester United / NTV Spor (FA Cup)
21:00 Hercules-Barcelona / NTV Spor
21:45 Catania-Milan / Spormax (HD) & TV8
21:45 PSV-Willem II / Beyaz TV
22:00 Lille-Lens / Kanal A

30 Ocak Pazar
13:30 Brescia-Chievo / TV8
13:30 Denizlispor-Gaziantepspor BB / TRT 1
14:00 Ankaragücü-Manisaspor / Digi Kanal
14:00 Arsenal-Huddersfield / NTV Spor (FA Cup)
15:00 İBB-Beşiktaş / Lig TV
15:30 NAC Breda-Ajax / Beyaz TV
16:00 Inter-Palermo / Spormax (HD) & TV8
16:00 Notts County-Manchester City / NTV Spor (FA Cup)
16:30 Stuttgart-Freiburg / TRT 3 & TRT HD
17:00 Gaziantepspor-Gençlerbirligi / Digi Kanal
18:00 Bordeaux-Nice / Kanal A
18:30 E.Frankfurt-M'Gladbach / TRT 3 & TRT HD
19:00 Fenerbahçe-Trabzonspor / Lig TV
19:00 Samsunspor-Altay / TRT 1
20:00 Osasuna-Real Madrid / NTV Spor
21:45 Juventus-Udinese / Spormax (HD) & TV8
22:00 Monaco-Marseille / Kanal A

31 Ocak Pazartesi
20:00 Adanaspor-Kartalspor / TRT 6
20:00 Eskişehirspor-Konyaspor / Lig TV
22:00 Racing-Valencia / NTV Spor

Kaynak:Tribündergi

24 Ocak 2011 Pazartesi

ÜNİFEB ve CK yeniden Tribünlerde

Bir süredir tribün faaliyetlerine ara verdiklerini bildiren Fenerbahçe'nin tribün gruplarından Ünifeb ve Cefakar Kanaryalar yeniden tribünlere dönme kararı aldılar. Galatasaray maçında bile susan taraftarı anonsla harekete geçirmeye çalışan Fenerbahçe'de tribünler önümüzdeki maçlarda daha hareketli olacak gibi.İşte yaptıkları açıklamalar...




Atkılar Açılsın, Samanyolu Başlasın
Bilindiği üzere, 8 Temmuz 2010 tarihinde 1907 ÜNİFEB Yönetim Kurulu olarak tribün faaliyetlerimizi dondurma kararı almıştık. Öncelikle 8 Temmuz tarihinden günümüze kadar yapılan çalışmaları özetlemek isteriz.

Geçen süre içerisinde bizleri o günlere sürükleyen ve içinde hala çok fazla yanlışı bulunan "Türk Sporu'nda taraftarın yeri" ile ilgili elimizden geldiğince faaliyetler gerçekleştirdik. Öncelikle taraftarlar ve taraftarlık kavramıyla ilgili eksiklik ve sorunları kamuoyunun gündemine getirmeyi amaçladık. Bu eksiklikler ve olması gereken taraftar haklarıyla ilgili, Avrupa'daki örneklerin de göz önünde bulundurularak hazırlandığı, evrensel olarak geçerli sayılabilecek bir dosya oluşturduk. Bu süreçte daha önce Avrupa'da katılmış olduğumuz seminerlerde edindiğimiz tecrübeler ve iletişim ağımızı da kullandık. Öncelikli hedefimiz bunu kamuoyuyla ve ilgili spor kurumlarıyla paylaşmaktı. Fakat buna ek olarak, geçtiğimiz Aralık ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde konuyla ilgili Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasıyla, kendilerinden de randevu talebinde bulunduk. Meclis Araştırma Komisyonu'nun diğer büyük kulüplerin taraftarlarını da davet ettikleri toplantıda, kamuoyuyla da paylaşılmış olan hazırladığımız dosyayı kendilerine ilettik. Kendileriyle olan iletişimimizi canlı tutarak, ilerleyen zamanda yapacağımız çalışmaları da kapsayacak daha güncel ve detaylı bir rapor sunmayı planlıyoruz.

Bilindiği üzere 4 Nisan 2010 tarihinde Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda oynanan Fenerbahçe - Kayserispor maçında bulunduğumuz tribünde çıkan bir tartışma sonucunda birçok arkadaşımız haksız yere gözaltına alınıp haklarında İl Spor Güvenlik Kurulu tarafından 6 ay spor müsabakalarından men ve idari para cezası verilmiştir. Haksız ve keyfi olarak verilen bu cezalara karşı adli mercilere yaptığımız itirazlar sonucunda bir kısım arkadaşımızın cezaları, cezalar delillendirilmediği gerekçesiyle iptal edilmiş, bir kısım arkadaşımızın dosyalarında ise yargılama devam etmektedir. Mahkemelerde bu itirazlar ile ilgili olarak bir uygulama birliği olmamasından dolayı her bir başvuruyu inceleyen mahkeme farklı inceleme yöntemleri sonucu farklı kararlar verebilmektedir. Süreç tarafımızca yakından takip edilmekte olup, bu uygulama birliğinin olmamasından dolayı arkadaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilememe ihtimaline karşılık tarafımızca her platformda mücadeleye devam edeceğimizin, gerek görülmesi halinde bu süreci Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar götürebileceğimizin kamuoyunca bilinmesini istiyoruz.

Özellikle spor medyasında oluşan yanlış algıları kırmak, yeni yasa ve sporda şiddet konularını bilinçli bir şekilde gündeme getirmek adına, uzun süredir sporun farklı paydaşlarının düşüncelerini aynı platformda dile getirebileceği bir panel düzenlemeyi planlıyorduk. 20 Ocak Perşembe günü spor camiasından önemli isimlerin katılımıyla İTÜ Gümüşsuyu Kampüsü'nde bu panel gerçekleşti. Panelin oldukça verimli geçtiğini düşünmekteyiz. Bu panel sonrasında spor camiasından da olumlu tepkiler almamız bu fikrimizi kuvvetlendirmekte.

Taraftarın her zaman tehlikede olduğu tribün ortamına pozitif yönde katkı yapmak için elimizden gelen her şeyi yaptığımızı düşünmekle beraber; maalesef ortam koşullarının taraftar açısından fazla değişmediğinin bilincindeyiz. Ancak birliğimizin menfaati açısından ayrılığı daha fazla sürdürmememiz gerektiğini düşünüyoruz. Grupsal organizasyonlar bazında tribünden ayrı kaldığımız süre içerisinde, pankartımız ve ürünlerimizle omuz omuza tribünde takımımıza destek vermeyi bütün üyelerimizin özlediğinin farkındayız. Bundan sonra da bütünlüğümüzü korumak ve tüm örgütlenmelerimizle beraber daha güçlü adımlarla misyonumuzu sürdürmek adına tribünlere geri dönüyoruz. 1907 ÜNİFEB, 27 Ocak Perşembe günü THY Euroleague'de oynanacak Valencia maçından itibaren bir bütün olarak Fenerbahçemiz'in yanında olacaktır.

Kamuoyunun şunu bilmesini isteriz; daha önce de belirttiğimiz üzere, özellikle içinde ağır maddeleri bulunduran yeni Sporda Şiddet Yasası'na karşı çalışmalarımız, görüşmelerimiz sürecektir. Bundan sonraki süreç içerisinde de, spor camiasındaki yozlaşmışlığın bulunduğu her alanda sesimizi her zaman olduğu gibi çıkarmaya devam edeceğiz.

Tüm üyelerimizden isteğimiz, Perşembe günü takımımızı desteklemek amacıyla 1907 ÜNİFEB ürünleriyle beraber salondaki yerlerini almalarıdır.

Saygılarımızla,

1907 ÜNİFEB Yönetim Kurulu

1907 ÜNİFEB - Üniversiteli Fenerbahçeliler Birliği



Sorumluluklarımızın Bilincindeyiz

Geçtiğimiz sezonun sonlarına doğru yaşanan bir takım olaylar sonrası almış olduğumuz ‘’faaliyet dondurma’’ kararı, perşembe günü Sinan Erdem Spor Salonu’ nda oynanacak olan Fenerbahçe – Valencia maçı ile birlikte fonksiyonunu değiştirecektir.

Almış olduğumuz kararın haklı gerekçelerini oluşturan haksız uygulamalar konusunda aylardır sürdürülen çalışmalar, imkanlar dahilinde belirli bir noktaya getirilmiştir. Her ne kadar tribünde faaliyet olmasa da, tribün dışında faaliyetlerimiz bürokratik çalışmalar ile bugüne kadar sürdürülmüş, taraftarlığın temel tehditlerinden biri olan yeni yasadaki aykırılıklar ortak bir çalışma kültürü ile irdelenmiştir.

Gerek keyfi verilen cezalar, gerekse yeni yasada taraftarlık haklarını kısıtlayan noktalar hususunda yapılması gerekenler, TBMM başta olmak üzere tüm resmi birimler ekseninde detaylı olarak ele alınmış, bundan sonrası zaman sürecinde devam edecek atılımlara bırakılmıştır.

Bu saatten sonra devam ettirilecek olan ‘’faaliyet dondurma’’ kararı, gerek kulübümüzün, gerekse tribünlerimizin içerisinde bulunduğu zorlu koşullar içerisinde sorumluluktan kaçma anlamı doğuracaktır.

Bu nedenledir ki ;

99 yılından beri tribünde var olan grubumuzun, bu zorlu dönemde seyreden değil, sorumlulukları paylaşan pozisyonunda olması sahip olduğu misyonu gereğidir.Camia içerisinde yaşanan bir takım sorunlara ve tribünlerde yaşanan kültürel erimeye karşın dışarıdan olanları sadece izlemek, en başta Fenerbahçe adına yapılacak yanlış bir hamledir.

‘’Faaliyet dondurma’’ kararı sonrasında olduğu gibi, fiili hamlelerimizi yeniden güçlendireceğimiz bu dönemde, şüphesiz ki aslı astarı olmayan söylem ve ifadeler yeniden belirecektir. Herkes şunu iyi bilmelidir ki; Fenerbahçelilik anlayışımız ve değerlerimiz, hiç kimsenin ipotek koyamayacağı bir yapıda ve olgunluktadır. Alınan her türlü kararda Fenerbahçe ve tribünlerinin menfaati her şeyden önde tutulmaktadır.

Dinamizmini kaybetmeye yüz tutmuş bir tribün yapısı içerisinde, her zaman söylediğimiz gibi ‘’ben’’ kavramı ile değil, tamamen ‘’biz’’ kavramı ile hareket ederek kaybolan değerlerin yeniden kazanılması için, omuz omuza verdiğimiz tüm dostlarımızla birlikte mücadele edilecektir.

Çeşitli politikalarla yıpratılan taraftarlık kimliğinin gerçek hüviyetine bürünmesi için, herkesin şu zorlu dönemde varlığını hissettirmesi Fenerbahçe adına asl olan bir gerçektir.Çeşitli konularda çeşitli kişilere farklı eleştirilerimiz, kırgınlıklarımız olsa da, unutulmaması gereken en önemli unsur Fenerbahçe’ nin tekliğidir, Fenerbahçe adına mücadele vermenin gerekliliğidir.

Neticede Fenerbahçelilik , kişiler için varolan değil, hayat felsefesi olarak benimsenen evrensel bir gerçektir.Bu felsefeyi güçlü kılacak en önemli unsur, kendisine inananların sayısındanibarettir.

Saygılarımızla

Cefakar Kanaryalar

Boom Boom Pow

ABD ile Şili arasındaki dostluk maçında penaltıdan golü atan ABD'li Teal Bunbury'nin golünde, maçın anlatımını yapan İspanyol spiker Pablo Ramirez golün anonsunu, Black Eyed Peas'in 'Boom Boom Pow' şarkısını Bunbury'ye uyarlayarak yapmış. Aynı performansı arap spikerlerden de bekliyoruz! İşte o gol ve anons;




Elano ilk golünü attı

Galatasaraydan ayrılarak Brezilya'nın Santos kulübüne transfer olan Elano yeni takımında ilk golünü attı. Takımının eyalet ligindeki Gremio Prudente maçında, biri penaltıdan olmak üzere 2 gol atan Elano, maçta iyi bir performans ortaya koymuş. İşte Elano'nun Brezilya'daki ilk golü:


23 Ocak 2011 Pazar

Servet Tarihe Duble Geçti

Ali Sami Yendeki son maçta rövaşata gol atan Servet, bugün de TT Arenadaki ilk golü atarak tarihe geçti.
Bu maçla birlikte görünen o ki ligden düşecek aday takımlardan bir taneside Sivasspor. Galatasaray kendini toplayıp yukarılara çıkabilmesi için atak varyasyonlarını çeşitlendirmeli. Baskın gözüken bir takım ancak pozisyon üretmede sıkıntı var.


Beğendim;
*Galatasaray'ın mücadele gücünü
*Yekta'nın takıma çabuk adapte oluşunu
*Stancu'nun hızını ve akıcılığını
*Culio'nun top saklamada ve sürmedeki sağlam yapısını
*Sivasspor'un yeni transferi Grosicka'nın hızlı hücumlarını
*Sivasspor'un yeni transferi Enaramo'nun kumaşının kaliteli oluşunu


Beğenmedim;
*Galatasaray'ın savunmadan top çıkarmakta çok zorlanmasını
*Cana'nın tribünlere oynamak için kendini gereksiz yere yormasını
*Sivasspor'un ortasahasının yol geçen hanı gibi olmasını

22 Ocak 2011 Cumartesi

Kevin Durant hakkında...

Basketbol kimileri için sadece bir spor kimileri için estetikliğin ön planda olduğu görsel bir şölen kimileri için de inanılmaz paraların döndüğü büyük bir ekonomik sektör…
Benim içinse basketbol bir yaşam tarzı…

Yaşamım boyunca basketbolun benim yanımda hep ayrı bir yeri olacağını biliyorum ve bu sporla yaşıyorum. Murat beyden gelen teklif üzerine blog yazarı olarak NBA ligini dilim döndüğünce yorumlamaya çalışacağım sizlere…
İlk yazım ilk heyecanım bunun içinde konu olarak Kevin Durant’i ele almayı istedim.
Peki neden?
Çünkü bu adam lige bambaşka bir yorum katmayı, otoritelere ‘evet bu adam farklı’ dedirtmeyi başardı; 2.06 lık diğer NBA oyuncularını düşündüğümüzde Durant atletik olması, oyun zekası ve şut yeteneğiyle bambaşka bir konumda.
 Üçlük ve atış yüzdelerine baktığımızda da kendini şutör diye tanımlayan bir çok NBA oyuncusunu geride bırakmış durumda…
Ayıca geçen sene LeBron James’le sayı krallığı yarışından da galip ayrılarak adını NBA’in en genç sayı kralı ünvanıyla taçlandırmasından sonra diğer üç yıllık deneyimi olan oyuncuların dudaklarını ısırdıklarına da eminim J
Yukarıdaki nedenlere ilaveten Durant’in ilkleri başaracak bir superstar olarak NBA’in unutulmazları arasına gireceğini düşündüğüm için ilkyazımda onu anlatmak istedim…
Çocukluk yıllarında akıl hocası ve koçu olan Charles Craig’in 35 yaşında öldürülmesiyle forma numarasını 35 olarak belirleyip yola devam eden Durant kolej yıllarında göz dolduran oyunuyla daha o zamanlardan ne denli büyük bir yıldız olacağını hissettirmişti. 12 üniversitenin katılımıyla gerçekleşen ve büyük bir organizasyon olan The Big 12 Conference’da 30 kere 20 sayı ve üzeri, 11 kere 30 sayı ve üzerinde ayrıca 20 kerede double double yaparak Texas Longhorn’luların kalbini kazanmıştır. Bunun yanı sıra the Big 12 Turnuvası’nın da en değerli oyuncu (MVP) ünvanını kazanmayı başarmıştır.
NBA’e daha adımını atmadan Nike firmasının 7 yıllığına 60 milyon dolarlık bir anlaşma sunması Kevin’a verilen değerin bir başka göstergesdir . Takım elbisesi ve başında takımının şapkasıyla David Stern’in elini sıkıp gülerken sanki yılın çaylağı ünvanını kazanacağını da biliyor gibiydi.
28.2 sayı 6.2 ribaund ve 2.9 asist ortalamalarıyla göz doldurmaya devam eden Kevin 2010 Allstar hafta sonunda H.O.R.S.E şut yarışmasının da kazananı olmasını da bildi.
Ayrıca geçen yaz gerçekleştirilen FIBA Dünya Basketbol Şampiyonasının en değerli oyuncu unvanını almış ve yarı finalde Litvanya’ya karşı 38 sayılık performansıyla Amerika takımının FIBA Dünya Şampiyonluğu rekorunuda kırmıştır.

Geçmişteki, şimdiki ve gelecekteki muhtemel başarılarıyla NBA’in efsaneleri arasına adını altın harflerle yazdıracak gibi görünüyor.

Devam et Kevin Durant!!

Daum'un Taktiği


Devre arasından sonra ilk lig maçına çıkan Fenerbahçe keyif veren futbol oynamasa da 3 puanı zar zor almayı başardı. Maçtan önce Trabzondan gelen beraberlik haberi tüm Fenerbahçeliler gibi futbolcuları da motive etmiş olmalıydı. Ama maça iki takımda tutuk başladı ve sistemsiz bir görüntü çizdiler. Gerçi bu sistemsiz görüntü Fenerbahçe'nin bu seneki tüm maçlarında görünen bir sorun. Bu maçta farklı bir 11 sahaya süren Aykut Kocaman, Semih'i ileride tek bırakarak arkasına Alex'i, sol kanada Niang'ı koymuştu. Niang daha önce sol forvet olarak geldiği takım Marsilyada da görev aldı. Ama Niang'ın adamını takip etmemesi Andre Santos'u zor durumlara düşürdü. İlk yarı sol kanatta Necati formda bir gününde olsa o kanatta çok zorlanacaktı Fenerbahçe. Sağ kanatta ise Tita-Gökhan mücadelesi vardı ilk yarı. Gökhan'ın sarı kart sınırında olması ve haftaya Fenerbahçe'nin Trabzonsporla oynayacak olması biraz tedirgin etsede maçı kart görmeden tamamladı Gökhan. Maçta herzamanki gibi müthiş oynayan Gökhan, 41. dakikada kendi sahasından aldığı topla öyle bir gol attı ki jeneriklere mutlaka girecektir.

Alex bugün etkisizdi
Bu golle biten ilk yarıdan sonra ikinci yarı Fenerbahçe geriye yaslanarak oynadı tüm yarı boyunca. Bu oyunu son haftalarda aldığı başarısız sonuçlar ve futbolcuların özgüvenlerini kaybederek tamamen skoru korumak amaçlı olduğunu düşünüyorum. Bu durumu fırsat bilen Antalyaspor baskılarını arttırdı ve pozisyonlara girmeye başladı. Savunma futbolunu destekleyici hamle Aykut Kocamandan geldi ve önce Semih'i çıkararak Özer'i oyuna soktu daha sonraki hamlesi ise Niang-Dia değişikliği oldu. Böylece yarı sahasından çıkamayn bir Fenerbahçe izledik son yarım saat. Devrim söylemleriyle Fenerbahçe'nin başına gelen Aykut Kocaman'ın oynattığı futbol, Daum'un gol atıp geriye yaslanma futbolundan farksızdı. Fenerbahçe'de şunu gördüm; ligin ilk yarısında bol pozisyona giren bol gol atan takım gitmiş tamamen savunma yapan bir takım gelmiş. Savunma futbolu oynasa da verdiği pozisyon sayısında ise pek fark yok gibi. Fenerbahçe maçta pozisyon verdi ama ilk defa İstanbul dışında yaptığı bir maçta gol yememesi ise sevindiriciydi!


Lugano takımın iyilerindendi
Sevindirici olan başka bir konuda Lugano'nun eski performansına dönüş sinyali vermesiydi. Ligin ilk devresinin son maçlarında adeta dökülen ve dokunsan yere düşen güçsüz Lugano belli ki devre arası kampını iyi geçirmiş. Umarım aynı performans yükselişini Niang ve Emrede de görürüz. Onlarda bugün eski günlerinden uzaktı. Özellikle Niang'ın Galatasaray maçındaki sakatlığından sonraki büyük düşüş hala sürüyor. Gözler tabiki ilk geldiğindeki performansını arıyor.

Maçta en şaşırdığım an, son dakikalarda Alex'in kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda yaptığı vuruştu. İlk defa Alex'in bu kadar net bir pozisyonda bu kadar kötü bir vuruş yaptığını gördüm ve çok şaşırdım!






Takımın golden sonra Aykut Kocaman'a koşması
Maçta dikkat çeken en önemli konuysa golden sonra bütün takımın koşarak gol sevinçlerini Aykut Kocamanla paylaşmalarıydı.

Bu puan Fenerbahçe'ye ilaç gibi gelmiştir. Şimdi sırada Trabzonspor var. O maçta kazanıldığı zaman fark 4 puana inecek ve lig yeniden başlayacak. Trabzonspor maçında kaybedilecek herhangi bir puan Fenerbahçe'nin elindeki son kulvar olan Lige de havlu atması anlamına gelir.







İşte Gökhan Gönül'ün jeneriklere girecek o müthiş golü

Efsane Savunmacılar-1 ( Nilton Santos)

Nilton Santos
BREZİLYA
1940-1976


15 yaşından 47 yaşına kadar Brezilya'nın Botafogo FR takımında sol bek olarak forma giymiş.32 sene aynı takımda forma giymesi inanılmaz bir istikrar. Botafogo formasıyla 729 maça çıkmış ve 11 gol atma başarısı göstermiş. Brezilya Milli Takımıyla 1954, 1958, 1962 yılları Dünya Kupası finallerinde 15 maçta  mücadele etmiş. Brezilya milli takım formasını ise toplamda 75 kez giyerek 5 gol atmış.



21 Ocak 2011 Cuma

''Ben de ıslıkladım!''

Hafta sonları stadyumlarda toplanan bir küçük ilçe nüfusu kadar insanı, sadece o günkü müsabakayı boş gözlerle izlemeye gelen işsiz/hissiz ve fikirsiz kalabalıklar olarak değerlendirme hatasına sıkça düşeriz. Oysa bir futbol müsabakası sadece çayır-çimen, top-kale, ıslık ve düdükten ibaret değildir; bir kentte yaşayan 40-50 bin bambaşka insanı, siyahı-beyazı, kadını-erkeği, dinliyi-dinsizi, faşisti ve komünisti yana yana, omuz omuza getirebilecek tek organizasyondur aynı zamanda... Bir sinema ya da tiyatro salonu birkaç yüz, bir konserse birkaç bin kişiyi toplayabilir genelde... Bir futbol müsabakasındaysa farklı hayat standartlarına, eğitim düzeylerine ve siyasi görüşlere sahip 50 bin farklı insan 10-12 dönüme sıkışabilir.
Bir spor müsabakası, bir ayakkabı boyacısıyla bir fabrikatörün, bir travestiyle bir profesörün, bir rahiple bir yankesicinin bir arada ya da ayrı ayrı tepkilerini gösterebilecekleri bir ortamdır. Parti mitingine, sendika toplantısına benzemez. Demokratik ülkelerde bu kadar farklı insanı tahakküm altına almaya pek kimsenin gücü yetmez. İki sezon önce Fenerbahçe yönetimi tribünleri kontrol etmek istedi, yapamadı; aylarca Zico sesleri yükseldi. Beşiktaş’ınki denedi, sonuç vermedi. Bir tribün engellemeye çalıştığı halde diğerleri hep bir ağızdan yönetimi protesto ettiler. Türk Telekom Arena’da yaşanan da daha öncekilere benziyor: Birleşik bir grup alkışlıyor, ama bağımsız çoğunluk dinlemiyor. TOKİ Başkanı’nın konuşmasına kızıyor, tepkisini yuhalayarak ve ıslıklayarak gösteriyor.
O yüzden bu stadyumlardan yükselen sesleri küçümsememek lazım. Statlar hürdür ve masumdur. Hırvatistan’ın temelleri Zagrep’in Maksimir Stadı’nda atılmıştır. Çavuşesku’nun çöküşünün önemli bir evresi Bükreş’in Ghencea Stadı’nda yaşanmıştır. İstanbul’un Seyrantepesi’nde yaşanan da öyle hür, öyle masum bir tepkidir özünde...
10 liranın hesabı
Tabii ki hiç kimse Ali Sami Yen Spor Kompleksi’nde böyle bir protestoyu arzu etmezdi. Zaten bu protestonun da çoğu başbakana değil, ondan önceki konuşmacılarıydı. Başbakan ve ekibi İstanbul’a harika bir spor kompleksi yaptılar. Bu statta 2020 Avrupa Şampiyonası maçları oynanacağına eminim. Ve samimiyetle söylüyorum, bu stat son iki Avrupa Şampiyonası’nın oynandığı (Portekiz, İsviçre ve Avusturya’daki) bütün statlardan daha güzel...
Ama protestonun kökeni, bence stadın fiziksel özelliklerine dayanmıyor. Kamu vicdanını yaralayan başka iki büyük hata var: Birinci hata, 600 trilyonluk bir yatırımı ikide bir ayda 600 lira kazanan insanların gözüne sokmak.
O 600 trilyon, bakanın/bürokratın cebinden çıkmadı. Pardon çıktı. Ama 600 trilyon değil, 10 lira çıktı. Ülke nüfusu 70 milyon olduğuna göre, bu stadın yapımı için kaba bir hesapla hepimizin cebinden 10 lira çıktı. O zaman devlet erkânı, cebinden 600 trilyon harcamış gibi değil, CEBİMDEN 10 LİRA HARCAMIŞ GİBİ KONUŞMALI. Bana 600 trilyonu değil, 10 lirayı anlatmalı...
Nahif ve güçsüz
İkinci hataysa daha bireysel. Ölmüş bir insanın arkasından kullanılan iki sözcük çok yaralayıcı: “Özhan Canaydın’ın karşımızda NAHİF ve GÜÇSÜZ duruşu, dün gibi aklımızda” diyor TOKİ Başkanı... Kamuoyu o sözcüğü NAİF (saf, deneyimsiz) olarak anladı; oysa cümlenin gelişinden o kelimenin NAHİF (zayıf, cılız, çelimsiz) olduğu tahmin edilebiliyor.
“Sayın TOKİ Başkanı; bugün kuvvetli-güçlü-sağlam olabilirsiniz, olabiliriz. Ama unutmayınız: Toprağın altı, nice kuvvetli şahlarla, sultanlarla, padişahlarla dolu...”
5149 sayılı yasa
Islık meselesinin en trajikomik kısmıysa, en sonunda saklıymış: Galatasaray Başkanı Polat, ıslıklayanları 240 kamerayla tespit edip stada bir daha almayacaklarını beyan etti. Şimdi Sayın Başbakan’a, Sayın Spor Bakanı’na, Sayın TFF Başkanı’na soruyorum:
1) İnsanlar hoşlarına gitmeyen bir şeyi protesto etmek için ne yapmalı? Tribüne döner bıçağı, keser, kasatura mı sokmalı? Birbirini mi vurmalı? Küfür mü etmeli? Yoksa en medeni protesto biçimini mi (yani alkış, ıslık ya da yuhalamayı mı) tercih etmeli?
2) 5149 sayılı sporda şiddet ve düzensizliği önlemeye dair yasa içeriğinde “ıslıkla protesto” stada girmeme sebebi olacak mı?
3) Aynı yasada stada girecek/girmeyecekleri kulüp başkanları mı belirleyecek? Mesela Karabük Başkanı tipini beğenmediği adamı, Antep Başkanı kendisine muhalif olanı stada sokmayabilir mi? Eğer kulüp başkanlarının böyle bir yetkisi yoksa Sayın Polat, hangi hukuka dayanarak böyle tehditte bulunabiliyor?   
Eğer bu ülkede ıslıkla protesto yasaksa; stada girecekleri/girmeyecekleri İl Güvenlik Kurulu değil, Bakanlık değil, Polis Teşkilatı değil, kulüp başkanları belirleyecekse; ben bundan sonra hiçbir stada girmek istemiyorum. Hatta, kendimi ihbar ediyorum: Cumartesi 19:30’da ben de ıslıklı protestoya katıldım. 240 kameranızla zaten yerimi ve kimliğimi tespit etmişsinizdir. Beni de bundan sonra TT Arena’ya almamanızı arz ederim.
Nokta...
Kaynak:Milliyet

3 Bomba!

Galatasaray Sportif AŞ, Kolombiyalı kaleci Robinson Zapata, Rumen forvet oyuncusu Bogdan Stancu ve Kasımpaşa Spor Kulübü'nden Yekta Kurtuluş ile kesin anlaşmaya varmıştır. Buna göre; Kolombiyalı kaleci Robinson Zapata ile 1.5 yıllığına, Steaua Bükreş takımından Rumen forvet oyuncusu Bogdan Stancu ile 4.5 yıllığına, Kasımpaşa’dan orta saha oyuncusu Yekta Kurtuluş ile 4.5 yıllığına anlaşmaya varılmıştır.
Galatasarayda beklenen transferler yapıldı ama transferlerin beklentileri ne kadar karşılayacağı hala soru işareti. 3 bomba transfer yapıldı. Evet bombalar patlayacak ama bunun nasıl olacağı hala belirsizliğini koruyor.
Robinson Zapata
Tecrübeli eldivenin Galatasaraydaki kale sorununa ne kadar fayda sağlayacağı merak konusu.

Bogdan Stancu
Romanya futbolunun yeni Mutusu olarak gösteriliyor.İstatistikleri iyiye işaret ediyor. Onunda Galatasaray'da neler yapacağını ilerleyen günlerde hep beraber göreceğiz.


Yekta Kurtuluş
Her geçen gün daha iyiye giden bir görüntüsü var. Milli takıma kadar yükselmiş bir oyuncu. Galatasaray'ın sistemine ne kadar uyacağı ve ne kadar katkı sağlayacağını yine hep beraber göreceğiz.

20 Ocak 2011 Perşembe

Messi'de Kaçırır

Barcelona'nın kupada Real Betis'e 3-1 yenildiği maçta Messi penaltı kaçırınca izleyenler gözlerine inanamadı!



19 Ocak 2011 Çarşamba

Ş.Saraçoğlu Fenerbahçe'ye verilmeli

Uğun Dündar dünkü köşe yazısında Şükrü Saracoğlu stadının Fenerbahçe'ye verilmesi konusunda bir yazıya yer verdi. İşte Uğur Dündar`ın yazısı;


- Başbakan Erdoğan, “600 trilyon lira harcanan Türk Telekom Arena’da Galatasaray’ın tek kuruşu yoktur” dedi. Fenerbahçe taraftarları da, “Şükrü Saracoğlu”nu bize verin, çünkü stadımızı kendimiz yaptık. O kadar parayı kendi kaynaklarımızdan bulduk” diye kampanya başlattı. Ne dersiniz, haklılık payları var mı?

Bu çok haklı bir talep. Zira Fenerbahçe Kulübü, Şükrü Saracoğlu’nu, devletten tek kuruş yardım almadan, öz kaynakları ve Fenerbahçeli sponsorların maddi desteğiyle yaptı. Bugünkü değeri yaklaşık 500 milyon doları bulan ve Türkiye’nin ilk büyük modern stadyumu olarak tarihe geçen bu eser, tümüyle, bir Aziz Yıldırım ve benim de yer aldığım dönemin Yönetim Kurulu projesidir. İşin mimarı Aziz Yıldırım’dır ve her santimetre karesinde emeği vardır. Ancak ne yazık ki, görkemli stadyumu inşa edip bunun gururunu yaşayan kulüp, burada devletin kiracısı konumunda... Geçen yıl devlete 822 bin, bu yıl 846 bin Dolar kira ödendi. 49 yıllık sözleşme döneminde ise toplam 61 milyon Dolar kira ödenmiş olacak... Ali Sami Yen’in mülkiyeti de biraz farklı bir statüde olmakla birlikte, yine devlette... Türk Telekom Arena’yı, inşa edip, kasasından kuruş harcatmadan Galatasaray’a sunan devletin, şimdi Fenerbahçe’ye de Şükrü Saraçoğlu’nun tapusunu vermesini beklemek, camianın en doğal hakkıdır. Aksi takdirde Fenerbahçe’ye büyük haksızlık yapılmış olur. Sanırım Başkan Aziz Yıldırım önümüzdeki günlerde Başbakan Erdoğan’a bu haklı beklentiyi anlatacak.
Büyük kulüpler statlarını kendi yapmalı

Kaynak:Hürriyet

17 Ocak 2011 Pazartesi

TV'de Futbol (17-24 Ocak 2011)

17 Ocak Pazartesi
19:00 Ankaragücü-Bucaspor / TRT Anadolu (ZTK)
22:00 Atletico Madrid-Mallorca / NTV Spor

18 Ocak Salı
15:15 Güney Kore-Hindistan / (AFC)
20:00 Antalyaspor-Galatasaray / TRT 1 (ZTK)
23:00 Sevilla-Villareal / NTV Spor (İspanya Kupası)

19 Ocak Çarşamba
18:30 Sampdoria-Udinese / NTV Spor (İtalya Kupası)
19:45 Twente-Heracles / Beyaz TV
21:45 Inter-Cesena / TV8 (Serie A - 16. Hafta Erteleme Maçı)
21:45 Ajax-Feyenoord / Beyaz TV
22:00 Roma-Lazio / NTV Spor (İtalya Kupası)

20 Ocak Perşembe
00:30 Peru-Arjantin / Eurosport 2 (U20 Conmebol Güney Amerika)
23:00 A.Madrid-Real Madrid / NTV Spor (İspanya Kupası)

21 Ocak Cuma
20:00 Beşiktaş-Bucaspor / Lig TV
21:30 Hamburg-E.Frankfurt / TRT 3 & TRT HD

22 Ocak Cumartesi
14:00 Mersin İdman Yurdu-Adanaspor / TRT 1
14:00 Manisaspor-Karabükspor / Digi Kanal
14:45 Wolves-Liverpool / Spormax (HD)
16:00 Trabzonspor-Ankaragücü / Lig TV
16:30 Dortmund-Stuttgart / TRT 3 & TRT HD
17:00 Arsenal-Wigan / Spormax (HD)
17:00 Manchester United-Birmingham / Spormax (HD) & PL TV
17:00 Gençlerbirliği-Eskişehirspor / Digi Kanal
18:25 İran- / Eurosport 2 (AFC - Çeyrek Final)
19:00 Sevilla-Levante / NTV Spor
19:00 Antalyaspor-Fenerbahçe / Lig TV
19:30 Aston Villa-Manchester City / Spormax (HD)
19:30 FC Köln-Werder Bremen / TRT 3 & TRT HD
21:00 Barcelona-R.Santander / NTV Spor
21:45 Roma-Cagliari / Spormax (HD) & TV8
23:00 Valencia-Malaga / NTV Spor

23 Ocak Pazar
13:30 Udinese-Inter / TV8 & Spormax (HD)
13:30 Orduspor-K.Erciyesspor / TRT 1
14:00 Kasımpaşa-Gaziantepspor / Digi Kanal
16:00 Sampdoria-Juventus / TV8 & Spormax (HD)
16:00 Konyaspor-Bursaspor / Lig TV
16:30 M'Gladbach-Leverkusen / TRT 3 & TRT HD
18:00 Gijon-Atletico Madrid / NTV Spor
18:00 Blackburn-West Brom / Spormax (HD)
16:30 Hoffenheim-St Pauli / TRT 3 & TRT HD
19:00 Ç.Rizespor-Diyarbakırspor / TRT 1 & TRT 6
19:00 Galatasaray-Sivasspor / Lig TV
20:00 Real Madrid-Mallorca / NTV Spor
21:45 Milan-Cesena / TV8 & Spormax (HD)
22:00 Villareal-Real Sociedad / NTV Spor

24 Ocak Pazartesi
20:00 Altay-Tavşanlı / TRT Anadolu
20:00 Kayserispor-İBB / Lig TV
22:00 Bolton-Chelsea / Spormax (HD) & PL TV

Carlos Baba Yapmış Gerekeni!

Brezilyalı efsane yıldız Roberto Carlos, Corinthians formasıyla ligde Portuguesa takımının ağlarına kornerden öyle bir füze gönderdi ki, ben daha ölmedim der gibiydi!

15 Ocak 2011 Cumartesi

Gelin Topuk Yaylasını Gezelim



Bugün Serdar Ali Çeliker köşe yazısında bir okurun'un kendisine mail ile attığı şiiri paylaşmış. Bende o şiiri burda paylaşmak istedim.








Topuk yaylasında gezerim
İstifa demeyin vallah kızarım
Seneye yeni takım düzerim
Gelin topuk yaylasını gezelim

Kar kaplamış dört bir yanı bembeyaz
Yaz Alattin Metin dediğimi yaz
Bırakın inadı eylemeyin naz
Gelin topuk yaylasını gezelim

Taraftar boşuna çile çekiyor
Peyzajcılar çiçekleri ekiyor
Ektiğim tohumlar bakın bitiyor
Gelin topuk yaylasını gezelim

Özgener sağımda Kızıl solumda
Kuşlar ötüşüyor çamın dalında
Bolunun dağında düzce yolunda
Gelin topuk yaylasını gezelim

Tesislerde dünya markası olduk
Taraflı basından aferin aldık
Bakın kupalarda yalınız kaldık
Gelin topuk yaylasını gezelim

Günlük başarıyla olmaz işimiz
Sıkmakla kırılmaz korkmayın dişiniz
İstifa lafını lütfen geçiniz
Gelin topuk yaylasını gezelim

Taraftar takımdan bir hayli menmun
Aykut'un arkasında topluca durun
Bana inanmazsanız sinana sorun
Gelin topuk yaylasını gezelim

Yirmi dokuz yıl kupa bekledik
Ölmezsiniz bir yıl daha bekleyin
Derdinize yeni dertler ekleyin
Gelin topuk yaylasını gezelim

Ey oltulu saçmalayıp durursun
Kime kızıp kimden hesap sorulsun
Çok dokunma vallah ceza alırsın
Gelin topuk yaylasını gezelim

Bora Kayabey

Jose'de Yalan Olmuş!


Jose Mourinho ve Bayram Tutumlu İstanbul'da bir Türk restorantında
Bayram Tutumlu'yu çoğumuz Mehmet Aurelio'nun Fenerbahçe ile sözleşme uzatma konusunda yaşadığı sorunlarda, Aurelio'yu Fenerbahçe'den kopararak R.Betis'e götürmesiyle tanıdı. Uluslararası saygın bir menajer olan Bayram Tutumlu, 1999-2000 sezonunda Jose Mourinho'yu Fenerbahçe ile görüşmesi için İstanbul'a getirmiş ama Aziz Yıldırım Jose'yi veto ederek onun yerine Rıdvan Dilmen'i takımın başına getirmişti. Rıdvan da 5. hafta Gaziantepspor beraberliğiyle gönderilmişti. Galiba bu veto Jose İçin hayırlı olmuş!
 


 Resim Ertem Şener'in Twitter adresinden

14 Ocak 2011 Cuma

Para Para Para

futebolfinance.com adlı internet sitesinde 2009-2010 yılında en çok yıllık ücret alan oyuncular listesi yayınlanmış. Bu kadar parayı nereye harcıyolar çok merak ediyorum. Harca harca bitmez ki bu para!








 Tam Listenin Linki

13 Ocak 2011 Perşembe

O Captain My Captain!

"Genelde maçlara nasıl hazırlandığını sorarlar bana.. İnanın ki bunu çok iyi bilmiyorum.. Şunu söyleyebilirim ki; hemen hemen her maç öncesi sakız eksik olmaz ağzından ve stresli görünür hep.. Santra yuvarlağının önünde eğildiğinde ise şakak damarları şişmiştir artık ve o an.. Evet işte o anda maçı bitirmiştir kafasında.. Başka herhangi birşeye konsantre olması imkansıza yakındır.. O sahanın yeşiline doğru bıraktığı uzun bakışları, birazdan çarpışacağı rakibine neler yapacağını planladığından dolayı istemdışı gelişir.. Maç başlamadan, maçı yaşar o.."

Bu yukarıdaki sözler, her Fenerbahçelinin ciğeri sızlamadan `yenge` diye hitap edebildiği Coritiba kulüp başkanının kızı "Daiane de Souza`ya" aittir.. İkinci çocuğunu İstanbul`da dünyaya getirmeye karar vermiş ve Antonia isminde karar kılmışlar, fakat bizler Anadolu anlamına gelen "Anatolia" isminde hükmetmişiz mevzuya.. O kadar bizden ki bu insanlar, Alex hakkında futbolvari istatistiki bilgiler verip şu yukarıdaki cümleleri kırmak istemem.. Yoksa Daiane belki Edip Cansever`in hayali kadınlarındandır, kim bilir; "mesela çok sevdiğin bir deniz bile yanımda / o deniz ki aramızda hiç kımıldamadan / erkeğini iyi tanıyan bir kadın gibi yorgun"

Noel ve çeşitli özel günlerde çil yavrusu gibi dağılan yabancı sporcuların aksine, hemen hemen tüm bu munhasır gecelerde İstanbul`daki evlerinde olmayı tercih eden bu güzel insanlar, bu güzel kaptan, bu güzel anne ve bu güzel baba, uzatılan mikrofona "İstanbul`u ve Fenerbahçe`yi çok seviyoruz.. Henüz yönetim tarafından bir teklif gelmedi, sanırım düşünmüyorlar.. Fakat gitmek gibi bir planımız yok.. Ancak aksi bir durumda başka çaremiz de yok" gibi içimizi çizen `çaresiz` açıklamalar yapmışlardır..

***

Alex, sene sonu şampiyonluğuna göre kalmasında karar verilecek bir oyuncu değildir..
Özeldir, farkına varıp yaşatmamız gerekir.. Çıplak gözle yaşayan efsane seyrediyoruz..

İki binli yıllarda başımıza gelmiş en güzel şeydir Alex..
Tut şu takımı ensesinden, yapman gerekeni yap!
Ondan sonra başımı eğip susmak yerine, kaldırıp dil çıkartırız hep birlikte..

17 maç..
Herkes işini yapsın..

En fazla tribündekiler.. En fazla..
"Vira!" der, işimize bakarız biz de..

Ama olur da..
Ölü Ozanlar Derneği filmin en çarpıcı sahnesindeki gibi; okuldan ayrılan öğretmenleri Mr. Keating`in arkasından yaptıkları gibi hani.. Çıkarız tek tek masanın üstüne, yaşlı gözlerle bağırırız;

"o captain my captain!"


T.Giray Tayyar  ANTU.COM

Ah be Ali Turan!

Galatasaray antremanında kendi kalesine gol atmış Ali Turan. Hayatımda gördüğüm en ilginç K.K atılan gol bu olsa gerek!

Ribery Bayern'in yükünü çekiyor!

Bayern Münih'in hazırlık maçında Al-Wakrah'ı 4-0 mağlup ettiği mücadelede ilginç bir an yaşandı. Bir pozisyonda Ribery, kendisini arkadan çeken rakibini sırtına alarak birkaç metre taşıdı. Ribery rakibini resmen rezil etmiş!



Barcelona Sıkmaya Başlamadı mı?

İspanya kupasında Real Betisle karşılaşan Barcelona, rakibini 5-0 gibi farklı bir skorla yendi. Barcelona'nın 5 atması için ''Real''i görmesi yetiyor galiba! Şaka bir yana ama Barcelona'nın büyük maçlar dışında her maçta farklı ve rahat kazanacağını bilmek biraz sıktı galiba. Maçlarda hiç heyecan ve çekişme olmayınca insan sıkılarak izliyor maçları. Tamam Messi var, süper organizasyon ve paslaşma var, muhteşem hareketler ve klas çalışmlar var   ama heyecan da gerekli be biraz.



İşte Maçın Golleri;

Guti, Raul ve Batuhan Karadeniz

Batuhan Karedeniz'in, potansiyeli yüksek ama o potansiyeli ortaya çıkaracak akla sahip olmayan bir futbolcu olduğunu Türkiye'de bilmeyen yoktur heralde. Disiplinsiz yaşamı ve tavırları nedeniyle bir türkü beklenen patlamayı yapamadı.
Antalyadaki hazırlık kampı çerçevesinde Schalke ile hazırlık maçı yapan Eskişehirspor formasıyla sahaya çıkan Batuhan, maç öncesi seramonisinde Schalke'den Raul ile tokalaştıktan sonra elini şortuna silmiş. Rakibe yaptığı saygısızlık onun karakterinide gösteriyor. Karşısında efsane Raul değilde başka biri de olsa bu saygısızlığı kimseye yapmaya hakkı yok. Bu kafayla senden bişey olmaz be Batuhan, boş geldin boş gidiyosun.




Batuhan'ın daha önce de Guti'ye saygısızlık yapmıştı.


Resim ve Video Kaynak:Tirübün Dergi